Dünyanın en hareketli şehirlerinden birinde yaşamanın ayrıcalıklarından istifade etmek için, bu hafta sonu için seçtiğimiz etkinliklere bir göz atın. Can sıkıntısına son!
Reklâm
T. Melis Golar ve Barbare Studio tarafından kurgulanan arşiv paylaşımı ve kamusal program ‘Kayda Değer’, Barın Han’da izleyiciyle buluşuyor. Tekirdağ’da yer alan Barbare Bağları’nda konumlanan Barbare Studio, 2026’da gerçekleşecek ikinci sergi edisyonundan önce İstanbul’da sanatseverlerle bir araya geliyor. Celine Topsakal kuruculuğunda hayata geçen Barbare Studio’nun ilk sergisi ‘Yer Duygusu’, geçtiğimiz yıl T. Melis Golar küratörlüğünde Barbare Bağları’nda gerçekleşmişti. İstanbul’daki geçici istasyon ise üretim pratiğini Tekirdağ’ın üzüm bağlarından İstanbul’a taşıyarak buluşma alanını genişletmeyi, araştırma sürecini şeffaflaştırmayı ve izleyiciyi sürece dahil etmeyi hedefliyor. Barbare Studio'nun üç yıllık küratöryel araştırma döngüsünün orta noktasını işaret eden program, stüdyonun konuk küratörü T. Melis Golar’ın kurgusu ve mimar Celine Topsakal’ın tasarımıyla sunuluyor. Program, Tekirdağ’da gerçekleşecek iki sergi arasında düşünmek, paylaşmak ve yeniden yön bulmak için bir “ara” alan yaratıyor. Barbare Studio'nun geçmiş edisyonunu, şu anki hazırlık ve araştırma dönemini, gelecek yolculuğunu paylaşmak ve kolektif olarak hayal etmek için bu buluşmada yerinizi alabilirsiniz.Sergi 11-21 Eylül tarihlerinde Barın Han’da.
Dirimart, Sarkis’in yeni kişisel sergisi ‘Edirnekâri Çerçeveli Beş İkona’ya ev sahipliği yapıyor. Sanatçının hafıza, zaman ve mekan üzerine uzun soluklu araştırmalarının devamı niteliğindeki bu sergide Sarkis, 18. ve 19. yüzyıllara tarihlenen Edirnekâri çerçevelerine müdahale ediyor. Çerçevelerin içlerine yerleştirdiği aynaların yüzeyine parmaklarıyla uyguladığı özel boyalarla müdahale eden sanatçı, kendine özgü tekniğiyle dikkat çekiyor. Sanatçı böylelikle aynaları yalnızca yansıtan değil, hafızayı da barındıran bir yüzey haline geliyor. Bu yaklaşım, Sarkis’in 1989 yılında Maçka Sanat Galerisi’nde açtığı ‘Savaş Meleği’ sergisine ve o dönemde sulu boyayla gerçekleştirdiği ikonlara da bir referans niteliğinde. Aynı zamanda Floransa’daki Santa Croce Bazilikası’nda 1966 yılında yaşanan sel felaketinin ardından Cimabue Haçı’na yapılan onarımdan da ilham alınıyor. ‘Edirnekâri Çerçeveli Beş İkona’ sergisini pigmentler, çerçeveler ve yansımalar aracılığıyla zamanın farklı katmanlarının üst üste geldiği bir hafıza sahnesi olarak tanımlamak mümkün.
Sergi 3 Eylül-12 Ekim tarihlerinde Dirimart’ta.
Reklâm
Arter, öncü Alman sanatçı Franz Erhard Walther’in Türkiye’deki ilk kapsamlı kişisel sergisini izleyiciyle buluşturuyor. Sanatçının 1958 tarihli aynı isimli yapıtından yola çıkan ‘Heykel Olma Teşebbüsü’ başlıklı sergi, Walther’in uzun soluklu pratiğinde beden, eylem ve heykel arasında ördüğü çok yönlü ilişkilere odaklanıyor. Küratörlüğünü Selen Ansen’in üstlendiği sergi, sanatçının 1960’lardan bu yana ağırlıklı olarak kağıt, baskı, boya ve kumaş kullanarak ürettiği yapıtlarını bir araya getiriyor. İzleyiciyi, heykeli alışılmış tanımlardan uzak bir biçimde, bedensel eylemler ve hayal gücü aracılığıyla deneyimlemeye davet eden sergi, Franz Erhard Walther Foundation’ın iş birliğiyle gerçekleştiriliyor.
Sergi 27 Şubat-5 Ekim tarihlerinde Arter’de.
Yıllar içerisinde artan yolculukları ve genişleyen ilgi alanlarıyla “biriktirme” tutkusunu sürekli besleyen Kezban Arca Batıbeki, nesneleri kendi içlerinde benzerleriyle “Kadın” ve ‘’Ev/Yuva’’ kavramları etrafında buluşturuyor. İzleyiciler tarafından ‘’koleksiyon’’ olarak görülen bu nesneleri sanatçı, aynı apartmanda yaşayan ama farklı geçmişlere sahip ailelere benzetiyor. Bu “aileler”, kendi öykülerinin aktörleri olarak, Batıbeki’nin tuvallerinde, fotoğraflarında ve kısa filmlerinde varlık gösteriyor. Bu sayede izleyicilerini sanatçının kişisel dünyasına açılan kapıları aralamaya ve yeni bir ifade biçimini deneyimlemeye davet ediyor.
Sergi 17 Nisan-30 Eylül tarihlerinde MeshRu’da.
Reklâm
Dirimart, Canan Tolon’un galerideki üçüncü kişisel sergisini ağırlıyor. Sanatçının son dönemde ürettiği 12 büyük boyutlu soyut resim, galeride izleyiciyle buluşuyor. Sergi, doğanın bastırılmış seslerinin izleyiciyi rahat bırakmadığı, organik güç ve döngüsel zamanın hakim olduğu bir kuşatmanın izlerini sürüyor. Eserlerini şans ve tesadüf olgusu etrafında üreten Canan Tolon’un sanat pratiği, doğa, zaman ve belleğin yanı sıra mimari kavramlara da odaklanıyor. Boyayı dökerek, silerek ve kazıyarak katmanlar oluşturan sanatçının üretim süreci neredeyse eserin konusuna dönüşüyor. Tolon’un eserleri yapım ve yıkım süreçlerini aynı anda içerirken, varoluş ile yok oluş arasındaki gerilimi de somutlaştırıyor.
Sergi 6-28 Eylül tarihlerinde Dirimart’ta.
Araştırma odaklı sanatsal pratiğinde kültürel ve tarihsel olguların dönüştürülme, temsil edilme ve yorumlanma biçimlerini inceleyen Aslı Çavuşoğlu, ‘TunState’ adlı kişisel sergisini İMALAT-HANE’de sanatseverlerle buluşturuyor. Sanatçının, İMALAT-HANE desteğiyle üretilen yeni çalışmalarını da içeren sergi, doğanın kendi kendini koruma stratejilerinden ilham alarak, dönüşüm, dayanıklılık ve yeniden var olma hallerini odağına alıyor. Sanatçının uzun yıllardır geliştirdiği anlatı dünyasını besleyen sergi, sadece bir üretim pratiği değil; aynı zamanda bozulma, bekleme, direnç ve dönüşüm kavramlarını ele alan canlı bir ekosistem olarak kurgulanıyor. İlk olarak 2022 yılında Torino’daki Barriera’da gösterilen ve ardından 2023’te Meksika’daki Museo Jumex’te farklı işlerle genişleyen sergi, sanatçının geçmiş işleriyle kurduğu diyaloğu sürdürerek, geleceğe dair yeni bir sorgulama alanı açıyor.
Sergi 17 Mayıs-27 Eylül tarihlerinde İMALAT-HANE’de.
Reklâm
İstanbul Modern, Japonya ile Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin tesisinin 100. yıl dönümü kapsamında, Japon sanatçı Chiharu Shiota’nın kişisel sergisini ağırlıyor. Serginin en ilgi çekici ögesi, sanatçının İstanbul Modern için özel olarak ürettiği geniş ölçekli yerleştirmesi kuşkusuz. Öykü Özsoy Sağnak ve Yazın Öztürk’in küratörlüğünde gerçekleşen sergi; sanatçının performans, video, yerleştirme ve resim gibi çeşitli ifade biçimlerinde sıklıkla kullandığı hafıza, varoluş, göç, yolculuk ve insan deneyimi gibi konuları odağına alıyor. Shiota, sergiye de adını veren ‘Dünyalar Arasında’ başlıklı büyük ölçekli yerleştirmesini, İstanbul'un konumundan yola çıkarak üretti. Japonya’yı 2015 yılında Venedik Bienali’nde temsil eden Chiharu Shiota’nın İstanbul Modern’deki bu yerleştirmesi, sanatçının kişisel ve kolektif hafızayla ilişkilendirdiği bireysel öyküleri keşfetme fırsatı sunuyor.
Sergi 6 Eylül 2024-25 Ocak 2026 tarihlerinde İstanbul Modern’de.
İstanbul’un önde gelen disiplinlerarası sergi mekanı Meşher, ‘Hikâye İstanbul’da Geçiyor’ isimli sergisiyle adından söz ettiriyor. 16. yüzyıldan günümüze farklı zamanlarda ve çeşitli edebi türlerde üretilmiş İstanbul temsillerini odağına alan sergi, fantastik öykülerden grafik romanlara, bilim kurgudan casusluk öykülerine Batı edebiyatının kurmaca yapıtlarındaki İstanbul tahayyüllerini inceliyor. Ömer Koç Koleksiyonu’ndan yaklaşık 300 kitabın merkezde olduğu seçkide yazarlara ait el yazmaları, nadir ilk baskılar ile imzalı ve ithaflı kitaplara farklı kaynaklardan gravür, resim, nota kitapçığı, film, afiş gibi çeşitli yapıtların yanı sıra yayımlanan Türkçe çeviriler ve gazete kupürleri eşlik ediyor. Serginin küratörlüğünü Ebru Esra Satıcı ve Şeyda Çetin üstleniyor.
Sergi 23 Ocak-18 Ocak tarihlerinde Meşher’de.
Reklâm
İstanbul Modern Fotoğraf Galerisi’ndeki ‘Aklın Manzaraları’ sergisi, çalışmalarında insan faaliyetlerinin anlamına dair temel sorular soran Ali Kazma’nın eserlerini bir araya getiriyor. Kazma’nın 2010’lardan itibaren kitap ve edebiyat üzerine odaklandığı çalışmalarına yer veren sergi, sanatçının video yapıtlarını ve geniş fotoğraf arşivinden bir seçkiyi de ağırlıyor. Sergide, sanatçının dünyanın bilinen en eski mürekkep üretimlerinden birini belgelediği ‘Sumi’ (2025) adlı yeni yapıtı izleyiciyle ilk kez buluşuyor. Nobel Edebiyat Ödüllü yazar Orhan Pamuk'un ev ve arşivine dair ayrıntıları yansıtan ‘Mürekkep Evi’ (2023) de Türkiye’de ilk kez gösteriliyor. Sanatçının kitaplara matbaa, kütüphane ve kitapçıları belgelediği fotoğrafları ve çok daha fazlasını da bu sergide görebilirsiniz. Sergi, Öykü Özsoy Sağnak ve Demet Yıldız Dinçer’in küratörlüğünde gerçekleşiyor.
Sergi 13 Haziran-1 Şubat tarihlerinde İstanbul Modern’de.
Discover Time Out original video
Reklâm